BARTIN İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

Bartın'ın Yetiştirdiği Değerli Kişiler

Sosyal ve kültürel yaşamı açısından seçkin bir yere sahip olan Bartın mutlaka çok değerli ünlü şahsiyetler yetiştirmiştir. Ancak burada ünü Bartın sınırlarını aşan şahsiyetleri tanıtmaya çalışacağız.

HACI İBRAHİM PAŞA

Doğum tarihine ilişkin bir bilgi bulunmayan İbrahim Paşa'nın, 1708 yılında Belgrat'ta vefat ettiği bilinmektedir.

1693 yılında Cebecibaşı olan Kara İbrahim Paşa, hazineye ait altınları gömerek sakladığı iftirası atılarak suçlansa da, daha sonra affedilerek kendisine ''Kapucubaşlık''payesi verilmiştir. Karlofça anlaşmasının ardından 1699 yılında Avusturalya'ya elçi olarak gönderilen İbrahim Paşa, 1700 yılında birkaç eyaleti kapsayan ''Beylerbeyi'', 1704'de Eğriboz muhafızı ve 1708'de de Belgrat muhafızı olmuştur.

Avusturya'da görevliyken onların Osmanlı devletine karşı olan düşmanca davranışları müthiş zekasıyla ve diplomasinin tüm inceliklerini kullanarak büyük bir vakarla göğüs germiş, bundan dolayı kendisine ''Paflagonyalı'' lakabı verilmiştir.

Bartın şehir merkezinde İbrahim Paşa (Orta) Camisi , Banaluka'da Süleymaniye Camisi ile Travnik'de medresesi ve okulu, İbrahim Paşanın girişimleri ile yapılmıştır.

1708 yılında Belgrat'ta vefat eden ve buraya gömülen İbrahim Paşa'nın mezarındaki Şehadet taşları hınçla sökülerek gıcık vermek için, Osmanlı Tuğrası baş aşağı gelecek şekilde yerleştirilmiştir. 1789'da Büyük Türk düşmanı General Gidon-Ernst Von Laudon komutasındaki Avusturyalılar tarafından ikinci kez kuşatıldığında mezar tekrar sökülmüştür. Generalin amacı, Viyana yakınındaki Hadersdorf'daki malikanesinin parkında, İbrahim Paşanın mezar taşlarını kullanarak kendisi için bir mezar yaptırmaktır. Fakat bu düşünce hiçbir zaman gerçekleşmemiştir. İşte bu Osmanlı hatıraları parkın duvarına dayalı bir vaziyette durmaktadır. Kitabeli mezar taşının tepesinde olması gereken kallav kavuk da eksiktir. Prf. Dr. Semavi EYÜCE sohbetlerinde" İbrahim Paşa elçiliği esnasında Bartınlıların adına yakışır biçimde mücadele vermiş ki, ölümünden sonra bile mezarı sürekli rahatsız edilerek intikam alınmaya çalışılmıştır. Böyle bir yiğide Bartınlıların mutlaka vefa borcu olmalı. Onun da göstergesi bir Anıt Mezar yapmaktır."vurgulamalarını yapmıştır. Bartın Gazetesi'nde kaleme aldığı bir yazısında ise, değişik bir perspektif getirerek şöyle demiştir: "İbrahim Paşa mezarının parçalarının yurda getirilmesi artık düşünülemez. Ancak, bu taşların birer kopyası yapılarak Bartın'da vakfettiği Orta Camiin uygun görülebilecek bir yerinde kavuğu da tamamlanarak ihya edilmesi kadirşinaslık örneği olabilir. Öyle sanıyoruz ki Bartın'ın varlıklı kişileri böyle bir çalışmanın gerçekleşmesi için gereken maddi olanağı sağlayabilirler. Böylece Bartın İli de tarihi bir hatırayı yaşatmış olacaktır. Elçi İbrahim Paşa'nın Osmanlı tarihindeki yeri ve tam biyografisi kayıtların ve arşiv belgelerinin araştırılması suretiyle açığa çıkarılabilir.

Bu hizmeti Bartınlı genç tarihçimiz İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyelerinden Prf. Dr. Ali İhsan GENCER'den beklediğimizi de vurgulamak isteriz".

İ. CEMAL ALİŞ (1906-1977)

1906 yılında Bartında doğan İbrahim Cemal Aliş ilköğretimini Bartın Numune İlkokulunda tamamladı. ''İdadi'' adıyla açılan ve 2 yıl içinde liseye çevrilen orta dereceli okula1924 yılında kaydoldu. Liselerin il merkezine alınması nedeniyle öğrenimi yarıda kaldı. Tüccarlık yapan babasının yanında çalışırken bir yandan da özel Fransızca dersleri alan Celal Aliş her dalda okuduğu kitaplarla kendisini yetiştirdi. Askerlik görevini tamamladıktan sonra Bartın'a dönüp kitapçılık ve gazete bayiliğine başladı.

Kurtuluş savaşının devam ettiği yıllarda Cemal Aliş ve bir avuç arkadaşı ''Müttehit Arkadaşlar'' adı altında gençlik grubu oluşturarak el yazısı ile küçük bir gazete çıkarmayı kararlaştırdılar.Gazete bir süre sonra Cemal Aliş'in el yazısı ile ve şaporoğraf muşambasıyla büyük merak ve güçlüklerle basılıp, öncelikle tanıdıklarına dağıtılmaya başlandı. İ.Cemal Aliş, daha sonra bir matbaanın kullanmadığı eski tipte el baskısıyla çalışan bir makineyi satın alıp, Bartın'a getirerek daha ciddi boyutta gazetecilik ve matbaacılık yapmaya başladı. Gazeteciliğin yanı sıra Bartın Ortaokulunda Fransızca öğretmenliği de yapıyordu.

Düşündüğünü, bildiğini iyi yapan, Anadolu'nun en eski ve güçlü gazetecilerinden biri olarak tanına Cemal Aliş, 15,04,1935 tarihinde İtalya-Habeş harbi sırasında haftada iki defa çıkan ''Bartın Gazetesi'nin'' yanı sıra, 17,08,1935 tarihinde, ''Devrim'' isimli ilk günlük gazete yayınlanmaya başladı.

1946 yılında, ''Bartın Akşam Postası'' isimli ikinci bir günlük gazeteyi yayın hayatına soktuysa da gazete belirli bir dönem için kapalı kaldı. 1951 yılında ikinci kez yayınlanmaya başlanılan ''Bartın Akşam Postası'', iki günlük gazeteyi yayınlama güçlüklerini beraberinde getirdiğinden kapanmak zorunda kaldı. O uzun yıllar CHP ilçe başkanlığı ile Belediye Meclis görevinde bulundu. İl genel meclisi üyeliği yaptı 01,11,1938 tarihinde yapılan seçimlere adaylığını koyarak Belediye Başkanı seçildi.1939'da CHP'den Sinop milletvekili seçilerek Parlemento'ya gittiğinden Belediye Başkanlığı görevininden ayrılmak zorunda kaldı. 19432de tekrar Bartın'a dönerek Ankara'da iken aksatmadan devam ettirdiği Bartın Gazetesinin başına geçti ve hayatının sonuna kadar gazetecilik ve matbaacılığı sürdürdü. Bıkmadan ve usanmadan 50 yıl süreyle Türk Folkloruna gazetesinde yer verdi. ''Bartınlı'', ''İ. Cemal'', ''Özenti Şair'', ''Kantar Topu'', Çetin Alp'' takma adıyla birçok yazılar yazdı.

İbrahim Cemal Aliş evli ve iki çocuk babasıydı. Onun büyük özveriyle temellerini attığı Bartın Gazetesi, Cumhuriyetimize yaşıt olarak yayınını devam ettirmektedir.

CELAL EYİCEOĞLU (1914-1983)

Aslen Amasra'lı olan Celal Eyiceoğlu 1914 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. İlköğretimine müteakip 1927'de Bahriye Mektebi'ne girdi. 1935 yılında güverte Asteğmeni olarak Deniz Kuvvetlerine katıldı. 1940'da denizaltıcı oldu. 1944 yılında Deniz Harp Akademisinden mezun olduktan sonra Kurmay Binbaşı rütbesiyle denizaltılarda komutanlık yaptı.

Yarbay ve Albay rütbeleriyle Denizaltı Filosu Kurmay Başkanlığı'nda ve Deniz kuvvetleri Hareket Başkanlığı görevlerinde bulundu. 1956 yılında Kanada Deniz Ateşeliğine atandı. 1958-1960 yılları arasında Deniz Eğitim Komutanlığı Kurmay Başkanlığı 1. Denizaltı Filotillası Komodorluğu, Bartın Deniz üssü ve Karadeniz Bölge Komutanlığı görevlerini üstlendi. 1960 yılında İstanbul Boğaziçi Komutanlığı görevine getirildi. 30,08,1960 tarihinde Tuğamiral rütbesine yükselen Eyiceoğlu, Harp Filosu ve Denizaltı Filosu Komutanlıkları, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı, Kuzey Deniz Saha ve Donanma Komutanlıkları görevlerinde bulundu. 21,08,1968 tarihinde Orgeneralliğe terfi ederek 28,08,1972'de kendi isteği ile emekli oldu. 1974 yılı Eylül'ünde Tokyo Büyükelçiliğine atanan Eyiceoğlu 1979 yılına kadar bu görevini sürdürdü. Yurduna döndükten sonra, İstanbul Deniz Ticaret Odası'nın kurulmasını sağlayıp, Oda'nın ilk başkanı seçildi.

HASAN BAYRI (1914-1990)

Hasan Bayrı, 1914 yılında Bartın'da doğdu. İlkokulu burada bitirdi ve anılan tarihlerde ortaokul olamadığı için eğitimine devam edemedi.Hasan Bayrı, ilkokul son sınıfta iken öğretmeninin teşviki ile şiir yazmaya başladı ve o tarihten itibaren giderek şiir yazma bir tutkuya dönüştü. Yunus Emre, Mısri Niyazi, Karacaoğlan, Emrah, Erzurumlu İbrahim Hakkı gibi büyük ozanların şiirlerinden etkilenen Hasan Bayrı'nın yayınlanmış üç şiir kitabı bulunmaktadır. En önemli eserleri ''Bu Ne Sevgi Ah, Bu Ne Izdırap" adlı şarkı sözlerinin de yer aldığı ''Bu Ne Sevgi'' isimli kitabıdır. TURGUT IŞIK (1931-1990) Turgut Işık, 1931 yılında Bartın'da doğdu. İlk ve orta öğretimini tamamladıktan sonra 1950 yılında dedesinin ve babasını firmalarında çalışmaya başladı.

1952 yılında babası ile birlikte ''Işıklar Kolektif Şirketi'ni'' kurdu. 1960'da babasını ölmesi üzerine şirketin bütün sorumluluğunu üzerine alarak, yoğun bir çalışma temposuna girdi. 1964 yılında, Sezai Türkeş-Fevzi Akaya ile birlikte ''Işıklar Limitet Şirketini'' kurdular. Ancak Turgut Işık'ın bir tutkusu bir hayali vardı. Bu tutkuda sanayi alanında yatırımlar yapıp gerçekleştirmekti. Bunun sonucu olacak ki, şirketi Anonim Ortaklığına dönüştürdü. İlk iş olarak ''Işıklar Tuğla Fabrikasını''kurdu. 1976'da Bargem, Bartaş, Barden, Bartın Deniz Nakliyat ve Bartın Gemi İşletme Şirketlerinden oluşan Denizcilik grubunu oluşturdu. 1974 yılında şirketi; mümessillik, müteahhitlik, ihracat, ithalat, inşaat ve imalat dallarında atılımlar gösterdiğinden "Işıklar Holding" adını aldı ve her gün büyümesini sürdürdü.

Bartın'da bugün Işıklar Holding'in; tuğla, kiremit, torba, kireç ve kağıt üreten dört fabrikası bulunmaktadır.

Turgut Işık annesinin adına, "Saide Işık İlkokulu" ve "Turgut Işık Sağlık Meslek Lisesi " ile Milli Eğitim ve Devlet Hastanesi ek binalarını yaptırarak, değişik sektörlere katkılarda bulunmuştur.


İbrahim Hamdi Efendi
Hayatı
İbrahim Hamdi Efendi, babası Seyyid Bayram Çelebi tımarlı sipahi olduğu için çok zaman Rumeli memleketlerinde bulunmuştur. Kendisi çocukluk çağı eğitimini memleketinde tamamladıktan sonra, babası ile birlikte II. Mustafa’nın (1695-1703) Balkan seferlerinde bulunmuş; önce Yanova şehrine, burasının elden çıkmasından (1696) sonra Temeşvar’a yerleşmişlerdir. İbrahim Efendi bu şehirde 20 yıl ikamet etmiştir. Günümüzde Romanya sınırları içerisinde yer alan Temeşvar’da sürdürdüğü eğitimi sırasında Şeyh Selim Dede (ö. 1713), Hacı Eyüp Efendi, ve Piri Ahmed Efendi’den ders almıştır.
İbrahim Hamdi Efendi 1696 senesinden itibaren 20 yıl ikamet ettiği Temeşvar Eyaleti'nde eğitimini tamamlayıp, askeri hizmetler üstlenmiş; önce cebeci neferi olmuş aynı zamanda arkadaşı Nişovalı Zaim ile birlikte Avusturya’dan İslam ülkelerine cıva madeni ihracatı yaparak, serbest ticaret faaliyetlerinde bulunmuştur. Hocalarından Şeyh Selim Dede yaşadığı dönemin padişahları tarafından da tanınan ve sözüne itibar edilen bir şahsiyettir. İbrahim Hamdi Efendi de onun çevresinden bir hanımla evlenmiştir.
İbrahim Hamdi Efendi Temeşvar’ın elden çıkmasından (1716) sonra, önce Tırnova’ya gitmişse de daha sonra bügün Ukrayna sınırları içinde yer alan Hotin’e yerleşmiştir. Hotin Muhafızı (Valisi) Abdi Paşa’nın sır kâtipliği yanında Cebehane Katibi ve arkasından Hotin Defterdarı Katibi olmuştur. 1721 senesinde Hotin Kalesi tamirat işlerini yapan ekibin içinde aktif olarak görevler de almıştır.
İbrahim Hamdi Efendi Lehistan’da yaşayan Lipka Tatarları'nın lisanını öğrenmiş; Hotin Muhafızı Abdi Paşa(ö. 1722)onlarla olan diplomotik ilişkileri ve yazışmaları İbrahim Efendi Efendi aracılığı ile gerçekleştirmiştir.

Atlas

1729 ve 1750 Seneleri arasında, Atlas adıyla 2 ciltlik coğrafya eserini yazmış ve daha sonra yaptığı ilavelerle eserini genişletmiştir.
Seyyid İbrahim Hamdi Efendi Atlas adlı eserinin 1. Cildinde kendi doğduğu köy, çevresi ve ailesi hakkında çok geniş bilgilerin yanı sıra Anadolu şehirleri hakkında da bilgiler vermektedir.
Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi müdürlerinden Talat Mümtaz Yaman 1934 senesinden itibaren eserin 1. cildi üzerinde geniş incelemelerde bulunmuş; önce Konya ve civarı hakkındaki bilgileri (1938), daha sonra da elindeki nüshaya göre yazarı ve ailesini tanıtıp, memleketine dair verdiği bilgileri Halkevleri yayını olan Ülkü Dergisi’nde yayınlamıştır. Ancak, Mümtaz Yaman’ın özel kütüphanesinde bulunan Atlas’ın 1. cildi 1942 senesinde çıkan Kastamonu yangınında evi ve diğer eserleriyle birlikte yanmıştır. 1. ciltten geriye ancak Mümtaz Yaman Hocanın Ülkü ve Konya Dergilerinde yayınlamış oldugu kısımlar kalmıştır.

İbrahim Hamdi Efendi, Atlas'ın 2. cildinde eğitimi ve daha sonra memuriyeti dolayısı ile ömrünün önemli bir bölümünü geçirdiği Rumeli memleketleri ile İstanbul hakkında geniş ve orijinal bilgiler vermektedir. Coğrafyacılık hakkında, dünyanın tarifi, hareketlerini ve mevsim değişimi ile Astronomi konularını anlatmaktadır. Afrika, Avrupa ve Amerika şehirlerine de yer vermektedir. 2. cildinin tek yazma nüshası İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi'nde bulunmaktadır.